Welcome to Our Website

Son dakika: Bakan Şimşek’ten kira ve KDV açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Program gerçekten çalışıyor. Ekonomide yeniden dengelenme sürecine girdik. İç talebin aşırı artışı nedeniyle bir takım makroekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştı, iç talepte bir yumuşama var. Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Büyümede kompozisyon değişiyor. Büyümede dengelenme var. Bu da ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor.

‘ÇOK CİDDİ İYİLEŞME VAR’

En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Bu sene mayıs ayı itibarıyla 30 milyar doların altına inmiş olacak. Çok ciddi bir iyileşme var. Türkiye’nin dış açığında yarı yarıya düşüş var.

Türkiye’nin risk primi geçen sene mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi. Bugün 270’in altına düştü. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelere göre muazzam bir performans göstermişiz. Sadece risk primimiz düşmemiş bize benzer ülkelere oranla çok daha hızlı düşmüş.

1.5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı, TL lehine portföy değişikliği var ki, Merkez Bankası’nın swap hariç rezerv pozisyon neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Belirsizlikler azaldıkça Türkiye’ye rağbet artıyor.

KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARININ NOT ARTIŞI HAKKINDA

12 yıl sonra Fitch Türkiye’nin kredi notunu artırdı. S&P, 11 yıl sonra artırdı. Artırmakla kalmadılar görünümümüz pozitif, program çalışmaya devam ederse biz notu tekrar artıracağız şeklinde pozitif görünümde duruyorlar.

OVP’DE BİR REVİZE TARİHİ BELLİ Mİ?

Bu sene bütçede harcama disiplini, yatırımların daha verimli alanlara yönlendirilmesi, doğrudan doğruya bazı cari harcamaların kesintiye uğratılması bütün bunlar mali disiplini güçlendirirken, dezenflasyona destek veriyor.

Geçen yıl ekim ayına gidin. O dönemde göre enflasyon beklentilerinde muazzam iyileşme var Önümüzdeki 12 ayda enflasyonun düşüşü öngörülüyor. Yüzde 33 civarına indi. 24 aylık yüzde 22 civarına kadar indi.

Kamu tasarruf paketi açıkladık. Güçlü bir şekilde uygulayacağız. Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak yapısal reformları hızlandıracağız. İki kanaldan para politikasına enflasyonu düşürmek için destek vereceğiz. 1- bütçe disiplini üzerinden destek vereceğiz 2- reformları hızlandırarak verimlilik artışı üzerinden destek vereceğiz.

Aslında biz programı güçlendirmeye başladık. Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı, önümüzdeki dönemde ilave adımlar atacağız. Bunların bir kısmı kamu maliyesi ayağında olacak bir kısmı yapısal dönüşüm ayağında.

OVP’NİN TEMEL HEDEFİ ENFLASYONLA MÜCADELE, BAZI ELEŞTİRİLER YAPILIYOR. ‘MEREZ BANKASI TARAFINDA GEREKLİ ADIMLAR ATILIRKEN, MALİYE POLİTİKASI GERİDEN GELİYOR’ ELEŞTİRİLERİ VAR, BUNA NE DERSİNİZ?

Her zaman eleştiriler olacak saygılıyız. Geçen sene Çok büyük bir deprem felaketi yaşadık. Yaraları sarmayı önceliklendirdik. Geçen sene deprem harcamaları hariç bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.6. Deprem hariç bütçede ciddi bir disiplin var. Deprem nedeniyle tabi ki açık büyümüş.

Maliye politikası ayağına biz güçlü destek vermiş olacağız. En önemli konulardan bir tanesi şu: Tasarruf paketinde biz ne dedik? Yatırımları arzı artıracak, rekabet gücünü artıracak alanlara aktaracağız dedik. Yani yatırımlarda yüzde 15 kesintiye gidiyoruz dedik. Burada tarımsal sulamayı, arazi toplulaştırmasını, gıda arzında lojistiğe yatırımı önceliklendireceğiz dedik. Biz burada enerjide verimliliği, yeşil dönüşümü, dijital dönüşümü önceliklendireceğiz dedik. Bunların hepsi verimlilik artışı için önemli konular.

Türkiye altyapıya çok büyük yatırım yaptı. Ama önümüzdeki dönemde önceliğimiz önemli sanayi üstlerini, üretim üstlerini alıp limanlara bağlamamız. Biz bunu önceliklendireceğiz. Bu program hem niteliği itibarıyla güçlü bir program hem de sonuçları itibarıyla. Onun için maliye politikası gereken desteği vermiyor demek deprem konusunda gereken hassasiyeti göstermeyin ile eş değer anlamına geliyor.

Bu yorumlara saygılıyız. Herkes istediği yorumları yapar. Yorumların haklı olup olmadığını zaman gösterecek. Enflasyon düştükçe bu tür değerlendirmeler yerini daha makul analizlere bırakır diye düşünüyorum.

ENFLASYON ARTIŞININ DEVAM ETMESİNİN NEDENİ NE?

Öncelikle geçen sene başlangıç noktası bir dezenflasyon programı için elverişli değildi. Şubatta deprem oluyor enkazın temizlenmesi yazı buluyor. İnşaat malzemeleri fiyatları, işçilik gibi konular geçen sene yaz aylarında muazzam bir artışa geçtik. Bu sene baz etkisi nedeniyle öyle bir şey öngörmüyoruz.

Geçen sene büyük bir bütçe açığı ile karşı karşıyaydık. Tedbir almasaydık o kadar büyüktü ki bankacılık sektörünün bunu içeriden finanse etmesinde zorlanabilirdik. Reel sektöre kaynak akışı durmasın, bütün kaynaklar Hazine’ye verilmesin noktasına gelmeyelim diye geçen sene tedbir aldık.

KDV’yi artırdık, akaryakıtta ÖTV’yi artırdık. Neden? Deprem yaralarını sarmak için. Bunlar bu sene yapılmayacak.

Gelir politikaları geçen sene daha gevşekti bu sene daha destekleyici hale gelecek. Kur 2021’de 18’e kadar çıkıyor. 2023’ün ilk çeyreğinin sonuna kadar aynı yerde kalıyor. O dönemde ciddi enflasyon var. Kuru serbest bırakınca kur üzerinden de enflasyonist baskı oluştu.

Deprem, kur etkisi, vergi etkisi, beklenti kanalı üzerinden bütün bunları düşündüğümüz zaman son 1 yılda enflasyon ciddi bir şekilde yükselişe geçti. Bu sene o faktörlerin hiçbirisi yok. Biz piyasadan döviz almasak lira belki 20’li rakamlara kadar, 30’un altına düşerdi.

Son 1.5 ay içerisinde Merkez Banka’mız döviz biriktirmeseydi. Büyük ihtimalle liranın bırakın değer kaybetmesini nominal değer kazanacaktır.

‘BU SENE VERGİ ARTIŞI OLMAYACAK’

Biz bir takım istisna ve muafiyetler hariç KDV’de artış öngörmüyoruz dedik. Bu sene geçen sene gibi vergi artışı olmayacak.

12 aylık enflasyon beklentisi 33 civarına indi. 24 aylıkta yüzde 22 civarına indi. Enflasyon beklentilerinde eskisi kadar kötüleşme yok, iyileşme var.

‘ENFLASYONUN DÜŞMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Merkez Bankası mayıs ayında enflasyon zirveyi bulacak dedi. Yüzde 75-76 civarında zirveye çıkacak. Ondan sonra hızlı bir düşüşe geçecek. Yıl sonu hedefimiz yüzde 38. Yaz aylarında sadece baz etkisiyle değil, sadece kur destekleyici olduğu için değil. Sadece şartlar daha elverişli olduğu için değil, para politikası, maliye politikası daha sıkı olduğu için, gelirler politikası daha sıkı olacağı için üç politika sıkılaşırken enflasyonun düşmemesi mümkün değil.

‘ENFLASYONU DÜŞÜRENE KADAR BİZE DURMAK YOK’

Bir sonraki sene tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa geri adım atmayacağız. Biz bu enflasyonu düşürene kadar bize durmak yok.

Enflasyonu düşürürsek fonlama maliyetleri düşer, yatırımları teşvik etmiş oluruz, öngörülebilirliği artırmış oluruz. Enflasyon düştükçe bu ülke daha yüksek sürdürülebilir büyüme patikasına girecek.

Son 12 aydır enflasyon yükselişte ama sebeplerini açıkladım. 3 Haziran’da açıklanacak olan enflasyon son 12 ayın enflasyonunu gösteriyor. Biz geleceğe bakıyoruz. Önümüzdeki 12 ay için enflasyon 30’nu altına düşecek.

KİRA ARTIŞINA YÜZDE 25 SINIRI DEVAM EDECEK Mİ?

Devam etmesi için ben bir sebep görmüyorum. Etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Devam etmesi yönünde yapılan bir çalışma yok. Zaten bir süreliğine o düzenleme yapılmıştı. Çok büyük ihtimalle devam etmez diye düşünüyorum. Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Bizim müdahaleler şu çerçevede olacak: Piyasaya biz yol haritası vereceğiz. 3 yıllık enflasyon hedefi veriyoruz, 3 yıllık maliye politikası patikası veriyoruz bu piyasayı yönlendirme açısından önemli.

Biz bu çerçevede her şeyi tabi ki piyasaya bırakamayız, ürünlerin fiyatlamalarına doğrudan doğruya müdahale ile bir yere varamayız. Biz oturacağız, büyümenin kompozisyonunu dengeleyeceğiz, üretimi artıracak politikalar devreye sokacağız.

SEÇİMDEN ÖNCE KUR 40 TL OLACAK DENİLDİ, BUNA NE DERSİNİZ?

Seçim sürecinde ciddi algı çabaları olduğuna dair bir sürü söylem ve eylem var. Vatandaşımızı dövize yönlendirenler oldu. Şunu net bir şekilde söyledik: Dedim ki biz vatandaşın portföy tercihlerine saygılıyız. Bilgilendirmek de hakkımız var. Bir kesim vatandaşı yanlış yönlendirdi. Biz şunu söyledik: Türkiye’nin dövize ihtiyacı azalıyor. Geçen sene mayıs ayında cari açık 57 milyar dolardı, bu sene mayıs ayında 30 milyar doların altına düşecek. Türkiye’nin dış açığı azalıyor, döviz ihtiyacı azalıyor. Bunu gittiğim yerlerde söyledim.

Türkiye’de kaynağa erişimde sorun yok. Bizim ödediğimizden çok daha fazla Türkiye’ye kaynak girişi var. Döviz bolluğu var.

Üçüncü olarak şunu söyledim. Geçen sene – reel faiz vardı. Uzun süre negatif reel faiz vardı, bugün öyle bir şey yok. Lira destekleniyor, Türkiye’ye fon akışı güçlü, döviz ihtiyacı azalıyor. Peki bu durumda niye lira değer kaybetsin?

Bir sürü kesim vatandaşı yanlış yönlendirdi. 1 Nisan’dan bu yana Türkiye’deki gerçek ve tüzel kişiler 12 milyar doları satıp TL aldılar. Vatandaşımızı yanlış yönlendirmek doğru değildir.

Başlangıçta Türkiye’ye gelen kaynak kısa vadeliydi, şimdi giderek vadeyi uzatıyorlar. Orta ve uzun vadeli tahvil almaya başladılar. Bizim bankalarımız artık sermaye benzeri uzun vadeli kaynağa erişmeye başladılar. Bu ne demek kaynağın niteliği iyileşiyor.

Biz enflasyonu 30’lu rakamlara, gelecek sene 10’lu rakamlara düşürdüğümüzde küresel yatırımlarda artış olacak. Türkiye büyük bir ülke. Yeter ki güçlü bir hikayesi olsun. Biz bunu temin edecek, öngörülebilirliği artıracak güçlü bir program uyguluyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir