AKP hükümetinin sokak hayvanlarına yönelik ‘uyutma’ adı altında katliam yapılmasına yönelik yasa tasarısı bir buçuk aydır nöbet eylemleri ile devam ediyor. AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, sokak köpeklerine ilişkin kanun teklifini hafta sonuna doğru Meclis Başkanlığı’na sunacaklarını belirtti.
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifinin Beşiktaş meydanında düzenlediği nöbet eylemlerinin 46. gününde hayvan savunucularına ‘Bandista’ grubu eşlik etti.
AKP hükümetinin Meclis’e sunmayı planladığı tasarıya karşı protestolar, sokaklarda ve kamusal alanlarda hayvan hakları savunucularını bir araya getiriyor.
Konser öncesi basın açıklaması “Toplayamazsın, hapsedemezsin, katledemezsin” sloganları ile başladı. Açıklamada, “Bizi soyanlar aynı zamanda hayatımıza kastediyor! Tüm türlerin, doğanın, yaşamın düşmanı olanlar merhametlerinin sorgulanmasını istemiyorlar bir de!” ifadelerine yer verildi.
Ayrıca açıklamada yasa tasarısının gündeme gelmesi ile sokak köpeklerinin ‘saldırısı’ haberlerini bilinçli bir şekilde yayan yandaş medyada da “katliamın tetikçisi medya durdurak bilmeden dostlarımıza düşmanlık ediyorlar” denildi.
Bandista, sokak hayvanlarının yanında olduklarını ifade ederek şarkılarını seslendirdi ve eyleme katılan yurttaşlardan büyük destek gördü.
Tasarının sokak hayvanlarının yaşam hakkını yok saydığı, onları ölüm kamplarına hapsetmeyi meşrulaştırmaya çalıştığı belirtilen basın açıklaması şöyle:
Bugün de Sınırlardan ve sömürüden kurtarılmış özgür bir dünya için ürettiği müziğiyle, yaşam hakkını savunan grupların önünde değil hep yanında duran Bandista bizimle birlikte! Nöbetimizin tüm hücrelerini müzikleriyle beslemek için gelen dostlarımıza teşekkür ediyoruz!
Katliamı ve tecriti meşrulaştırmak için hiç durmadan nefret kusan iktidarından muhalefetine siyasetçilere, Erdoğan’ın “ne bekliyorsunuz, harekete geçin” demesiyle oldu bittiye getirerek meclis tatile girmeden bu tasarıyı sırf bir avuç insan istiyor diye geçirmeye çalışanlara karşı inatla, haklılığımıza güvenerek direniyoruz!
Kendisine veteriner hekim deyip meslek etiğini yok sayanlar, hayvanları nefessiz bırakıp, boğarak öldürmeyi bilimsel jargonlarla süsleyerek katliam planları yapanlar, sözde komisyonlar, katliamın tetikçisi medya dur durak bilmeden dostlarımıza düşmanlık ediyorlar. Onları harekete geçiren bir insanın 2 dudağından çıkan emir cümleleriyken bizler dostlarımızın aldığı her nefesle, yaşamak için verdikleri tüm mücadeleyle güçleniyoruz! Yalnızca hayvanlardan bir hayvan olan insanın değil tüm yaşamı savunmanın kapsayıcılığıyla haklı mücadelemizi sürdüyoruz! Katliama ve tecrite geçit vermiyoruz!
“Kısırlaştırma maliyetli” denilerek köpeklerin öldürülmesini meşrulaştırmak, “köpek terörü”, “güvenli sokaklar” gibi söylemlerle köpekler toplama kampı niteliğindeki kamplara kapatmak istiyorlar, “30 gün içerisinde sahiplendirilmezlerse öldüreceğiz” diyorlar. Biz buna izin vermeyeceğiz!
Bizler biliyoruz ki ne güvenlik sorununun kaynağı sokak köpekleri ne de mevcuttaki güvenlik sorununun çözümü köpekleri katliam ve ölüm kampına hapsetmek. Görevini yapmayan belediyelerin; her gün kadınlar katledilirken, şiddete maruz kalırken failleri cezasızlık politikalarıyla ödüllendiren devletin; sokakları, yaşam alanlarımızı rant için yaşanamaz hale getirenlerin sorumluluğunu köpeklermiş gibi gösterenlere karşı sesimizi çıkarıyoruz.
Birlikte bir yaşamı, evleri, sokakları paylaştığımız sokak hayvanlarının toplatılmasına, hapsedilmesine, öldürülmesine izin vermeyeceğiz.
Köpeklerin, çocukların, LGBTİ+’ların, kadınların, mültecilerin; hiçbir canlının yaşamı maliyet hesaplarının konusu yapılamaz. Kâr getirmeyen ne varsa yok eden, sermaye için kriz yaratan ne varsa ortadan kaldırmak isteyen bu anlayışa karşı mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz.
Bu yasa tasarısı meclise sunulmasın diye, katliam ve tecrit oylanmasın diye her alanda var olmaya devam edeceğiz!
İktidar bir avuç insanın sözüyle, dayanaksız iddialarla Temmuz ayı içerisinde, bu katliamın ve tecritin oylamasını önce komisyona sonra da meclise götürecek. Komisyonda sesimize ses katan vekiller olduğu gibi emre itaat edecek, iradesini teslim etmiş vekiller de var ne yazık ki. Ve bizler sokaklardaki dostlarımızın yalnızlığının boyutunu en çok bu görüşmelerde hissediyoruz! Onlar adına yaptığımız her çağrıda sanki konu meclise ulaştığı anda onaylanacakmış gibi davranarak umudumuzu kıran vekillere hatırlatıyoruz! Sizler halkın iradesi ile o koltukları meşgul ediyorsunuz! Halkın sesine kulak tıkamayın! Bir avuç trolün, nefret çığırtkanının değil bizim sesimize kulak verin. Bu direnişi 1,5 aya yakındır sürdüren bizler sokağın nabzının bizimle, hak mücadelemizle attığını hissediyoruz, görüyoruz, biliyoruz! Siz de kendi etki gücünüzü hatırlayın! Halkı temsil edin, tek adamı değil!
Bizim sizler gibi kürsülerimiz yok! Bizim kürsü niyetine sokaklarımız, parklarımız var! Ve fark edin mücadelemiz, nöbetimiz çığ gibi büyüyor!
Vekillere, siyasetçilere, meclise 5199 sayılı hayvanları koruma kanununun hala yürürlükte olduğunu hatırlatıyoruz! Sanki yasa askıya alınmış gibi belediyelerin usulsüz toplamalarına, katliamlarına göz yummayın! 6. Maddenin uygulanması için denetleyin, hesap sorun!
Hayvanları sokak ortasında kurşunlayan katillerden hesap sorun! Bu hafta Ankara İncek’te AKP’li bir vekilinin maden şirketinde müdür olan bir katil iki köpeği önce dostça yanına çağırdı ardından kurşuna dizdi! Vurulan köpeklerden Duman öldü, Yumak ise bütün vücudu paramparça, yaşama tutunmaya çalışıyor! Sokak ortasında silah kullanmaktan çekinmeyen bu katilin hesabını kim soracak! Kimin sormayacağını biliyoruz! Biliyoruz ki bu katil korunacak! Bu katilin patronunun kuduz ilacı ihalelerini alarak zenginleştiği de yazdı medya. Bu nasıl bir kötülük zinciridir! Yıllardır kuduz aşılaması yapmayan belediyeler varken bu ihaleler neden açılıyor? Bu ilaç ihaleleri hayvanları tedavi etmek için mi yoksa birilerini zenginleştirmek için mi açılıyor!
Bizi soyanlar aynı zamanda hayatımıza kastediyor! Tüm türlerin, doğanın, yaşamın düşmanı olanlar merhametlerinin sorgulanmasını istemiyorlar bir de!
Nöbetimiz sürerken bir taraftan meclisle görüşmelere de devam ediyoruz! Geçtiğimiz hafta vekillerle ve tarım bakanıyla kritik görüşmeler gerçekleştirdik. Öldürmeye alternatif olarak sundukları barınaklara dair gerçekleri dosya halinde her bir tarım komisyonu üyesine teslim ettik, bakana bizzat anlattık!
Sokakları tüm canlılar için güvenli hâle getirmek iktidarın görevi. Tam da bunun için “katliam yasasını” bir kenara bırakma ve mevcut yasayı uygulama çağrısı yapıyoruz. Hayvanlara şiddet uygulayanlara yönelik sistematik hale gelmiş cezasızlık politikasına son vermeye çağırıyoruz. Maliyet hesaplarınızı öldürmek için değil yaşatmak için yapmaya çağırıyoruz.
Yine altını çizelim, barınak dediğiniz yerler geçici bakım evidir, yasada yazan budur! Nazi kampı değildir! Hayvanları usulsüzce toplayıp hapsedebileceğiz yerler hiç değildir! Bu hale getirmenize de izin vermeyeceğiz! Usulsüz toplama yapan belediyeleri uyarıyoruz! Sizler sınırlarınızdaki her bir canlının hayatını, sağlığını korumakla görevlisiniz! Sosyal medya trollerinin söylemleriyle yaratılan suni kamu sağlığı güvenliği algısı ile hareket edemezsiniz! Toplayamazsınız, hapsedemezsiniz, öldüremezsiniz!